Bu aşkın nârına düştükten beri
İçi yananın dışı üşümezmiş
Eriyip kalsa da bir kemik bir deri
İçi yananın dışı üşümezmiş
Bu nasıl sevdadır yakıp kül eyler
Sultanı öldürüp yâre kul eyler
Ne eylerse hepsin kendine eyler
İçi yananın dışı üşümezmiş
Öyle bir yangın ki gözle görülmez
Bu yangına sazla sözle erilmez
Yanarken bir damla su istenilmez
İçi yananın dışı üşümezmiş
Ateşten gömleği çıplak giymektir
Tenini kavurup yolda dökmektir
Yüreğinden gayrısını sökmektir
İçi yananın dışı üşümezmiş
Kul Mednah yanarken aşkın elinden
Bir yardım çığlığı çıkmaz dilinden
Onunla yanmayan bilmez halinden
İçi yananın dışı üşümezmiş